Türkiye de açılan ilk AVM

Galleria Ataköy Alışveriş Merkezi; İstanbul ‘un Bakırköy  ilçesinde, Ataköy mahallesinde 1 Ekim 1988 tarihinde dönemin başbakanı Turgut Özal’ın girişimleriyle açılmıştır. Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi olma unvanını taşır. 77,906 m²’lik alana kurulmuştur. Mimari projesi Hayati Tabanlıoğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Birçok ticari kuruluşun bulunduğu Galleria Alışveriş Merkezi, Taksim’e 45 dakika, Kadıköy’e 90 dakika uzaklıktadır.

Galleria açıldığında, alışveriş merkezinin bir simgesi olan buz pateni pisti 2010 yılının sonlarına doğru kapandı. Şu an buz pateni pisti insanların dinlendiği boş bir alan olarak hizmet vermektedir.

Galleria’nın İlk açıldığı döneme ait fotoğraflar bulamadım fakat günümüzden fotoğraflar buldum hatta eski buz pateninin olduğu yerin fotoğrafını da buldum.

 

Galleria AVM'nin yönetimi JLL Türkiye'ye geçti! | Perakende Gazetesi -  Perakende Gazetesi

Galleria Ataköy, alışveriş merkezleri, Rauf Orbay Cad., No:6F, Bakırköy,  İstanbul, Türkiye - Yandex Haritalar

 

Patso Nedir? Sokak Yemekleri 2

 

Patso Nedir?
Patates için 7’den 70’e herkesin damak zevkine uyar demek yanlış olmaz. Her türlüsünü büyük bir zevk ile yediğimiz, sabah kahvaltılarımızın, öğle atıştırmalarımızın, akşam yemeklerimizin vazgeçilmez yiyeceği. Bir de ketçap-mayonez varsa, işte o zaman tadından yenmez hale geliveriyor.

Bir de patatesin fastfood diyebileceğimiz bir çeşidi var; Patso. Dışarı çıktığımız zaman herkesin yemek isteyeceği bir tat. Evde de yapıyoruz çoğu zaman lakin nedense dışarıda yediğimiz zevki alamıyoruz. Şöyle bir baktığınız zaman içinde yalnızca turşu ve patates oluyor. İsteğe göre ketçap-mayonez ve kimi insanlar içine sosis de koydurabiliyorlar. Damak zevkine bağlı bir durum diyebiliriz. Tadının bu zamana kadar yediğimiz birçok şeyden çok daha iyi olduğu konusundan hep birlikte hemfikiriz.

Yediğimiz zaman anında tokluk hissi veren bu yiyecek, her köşe başında mevcut desek, yanlış olmaz. Özellikle İstanbul Üsküdar taraflarında fazlalıkla görebileceğiniz bu yiyeceği, nefis şekilde yapan yerler mevcut. Öyle ki insanlar gece saat 2 3’lere kadar dükkanlarını açık tutuyorlar. Müşterileri de bu oranda epeyce oluyor.

Bakıldığı zaman çok kolay bir yiyecekmiş gibi gözükse de, sanıldığı kadar kolay değildir. Eğer patates kızardıktan hemen sonra ekmeğin içine koyarsanız, yalnızca ekmek arası ekmek yemiş olursunuz. Elbette patates kızardıktan sonra çok beklememeli ama sonuçları anlatıldığı üzere pek hoş olmuyor. Tabi bir de bunun ketçap-mayonez boyutunu da işin içine katarsak çıkmaz bir yola girmiş oluruz. Çünkü patatesleri haşlama boyutuna getirdiğimiz zaman içine katılan diğer şeylerin de tadı yok oluyor. O zaman patso değil de sanki ketçaplı mayonezli patates püresi yemiş oluyoruz.

Eğer yolunuz olur da düşerse patso için tek adresiniz Üsküdar olsun. Ne zaman ki orada yersiniz, o zaman bu dediğimizi daha iyi anlamış olacaksınız. Dışarıda doymak istiyorsanız, doymanın en ucuz ve en kolay adresi patsodur.

Ben de İstanbul’a gittiğimde denemiştim bu sokak lezzetini, gittiğim yer hazır patates kullanmıyordu patatesleri kendi hazırlıyordu fakat hazır patates kullanan restoranlarda var bu restoranlarda fiyat gerçekten düşüyor bütçenize ve damak tadınıza göre patsonun içindeki malzemeler de değişiyor tabii ki. Benim düşüncem bu sokak yiyeceğinin fazla tüketilmemesi gerektiği, evet fiyatı uygun tadı da lezzetli fakat sağlıklı bir yiyecek değil. Aslında patsonun sistemi karbon hidrat ile aniden doyuruyor fakat kan şekerini de çıkartıyor, yedikten 1,5 veya 2 saat içinde yine açlık hissi yaratıyor yani kısa süreli bir çözüm diyebiliriz.

Kokoreç Nedir? Sokak Yemekleri 1

Kokoreç nedir? Kokoreç neyden ve nasıl yapılıyor? - Mutfak Tüyoları

Kokoreç Nedir?

Kokoreç yapımında kullanılan bağırsaklar büyükbaş veya küçükbaş hayvanlara ait olabilmekle birlikte lezzet açısından süt kuzusundan elde edilen bağırsağın kullanımı tercih edilir. Öncelikle bağırsaklar içten ve dıştan temizlenir. Kokorecin iç kısmı bumbardan, dış kısmı ince bağırsaktan yapılır. Uzunca bir şişe bumbarlar geçirilerek başlanır. Daha sonra ince bağırsaklar şişin etrafına defalarca dolanır. Ara ara ince yağ tabakaları yerleştirilir.

Şişler genellikle kokoreç için özel hazırlanmış mangallarda yatay bir konumda asılı bir şekilde ve döndürülerek pişirilir. Kızartmadan sonra kesit kesit alınarak, bol baharatlanır. (İsteğe bağlı olarak) iki bıçak yardımıyla kuşbaşı büyüklüğünde doğranır. En çok tercih edilen baharatlar kimyon, kekik ve acı kırmızı pul biberdir.

Evet, artık kokoreç ne demek biliyoruz, hadi şimdi yapımına geçelim.

Kokoreç Nasıl Yapılır?

500 gram kuzu işkembesi
2 adet domates
5 adet sivri biber
1 tatlı kaşığı kimyon
1 tatlı kaşığı kekik
1 tatlı kaşığı acı kırmızı pul biber
1 tatlı kaşığı tuz

Hazırlanışı

Kasaptan almış olduğunuz işkembeyi sıcak suyla iyice yıkayıp temizleyin.

Dilerseniz kuşbaşı doğradıktan sonra dilerseniz de bütün halde düdüklü tencereye alın.

Üzerini geçecek kadar su ekleyip 45 dakika pişirin.

Eğer haşlamadan önce doğramadıysanız haşladıktan sonra kuşbaşı doğrayıp tavaya alın ve kavurmaya başlayın.

Domatesleri baharatlarla birlikte robottan geçirin, biberleri ince ince kıyın ve hepsini kavrulmakta olan kokoreçlerin üzerine ekleyin.

Suyunu çekene kadar hepsini iyice pişirin.

Dışarıda yediğinizden hiçbir eksiği olmayan kokoreciniz hazır. Taze ekmeğin arasında servis edebilirsiniz.

 

 

İllüzyon Nedir?

Bu soruyu, yani ilizyon nedir sorusunu cevaplamak için duyu ve algılama kavramlarının derinliklerine inmemiz lazım. Gelin duyu ile başlayalım. Vücudumuz ve yaşayan her şey duyu alıcıları adında özel hücrelere sahiptir. Bu alıcılar sayesinde dışarıdan gelen ışığı, sesi, ısıyı, baskıyı, kokuyu, tadı, acıyı, dengeyi vb. şeyleri tespit edebiliriz. Bu alıcıların çoğu ya vücudun yüzeyinde ya da yüzeye oldukça yakın yerlerdedir. Gözümüz, kulaklarımız, dilimiz vb. gibi duyu organlarımız bunlara örnek verilebilir fakat bazı duyu alıcılarımız da vücut içerisinde konumlanmıştır. Bu sebeple diş ağrısı, baş ağrısı, mide ağrısı gibi içten gelen ağrıları da hissedebilmekteyiz.
Her duyu alıcısı kendi enerji formunu tanımlayarak beyne bir sinyal gönderir. Beyin tarafından alınan bu sinyal de duyuları temsil eder. Beynin bu sinyalleri alıp yorumlama sürecine ise algılama denir. Çoğu zaman alınan bu sinyaller, yorumlamalar ile birbirini tutmaktadır, uyuşmaktadır fakat bazen bu yorumlamalar doğru yapılmayabilir. Bu yanlış yorumlamalara da ilizyon  adı verilir. Bir ilizyona tanık olduğumuzda, beynimizde, gerçek dünyada yaşanmayan, aslında olmayan bir şeyin olduğu algısı oluşur. İlizyonlar zaten bizi kandırmak için yapılır ve ilizyon hileleri bizleri doğru olmayan bir şeye inandırır.

  • Eğer görsel sizin için hiç hareket etmiyorsa stres seviyeniz düşük demektir.

  • Görsel biraz hareketliyse orta seviyede streslisiniz.

  • Görsel, disko topu gibi sürekli hareket ediyorsa ciddi bir stres içerisindesiniz.

Ülkemizde Sezonlarca Süren En Uzun Diziler

Bazı diziler vardır; daha ilk sezonda finali vermek durumunda kalır. Ama bazı diziler vardır ki seneler boyunca izlenir… Mesela Arka Sokaklar, Kurtlar Vadisi, Ayrılsak da Beraberiz gibi yıllarca sürer. Bugün hala sosyal medyada troll konusu olur! Replikler, sahneler, karakterlerin kendileri… Hiç bitmeyen üzüntüleri ve şakalarıyla hayatlarımızdan hayatlar geçmiş gibi olur uzun süreli diziler ile! Peki hangileridir bunlar?

 

1. ÇİÇEK TAKSİ (1995 – 2003)

 

2. Arka Sokaklar (2006)

3. Bizimkiler (1989 – 2002)

bizimkiler

4.Ayrılsak da Beraberiz (1999 – 2004)

Ayrılsak da Beraberiz (Dizi, 1999 – 2004) Replikleri – Replikler.net

 

5.Bizim Mahalle (1994 – 2001)

Mahallenin Muhtarları da geri dönüyor - Magazin Haberleri - Milliyet